Son Güncelleme 19 Haziran 2023
Eski içinde bir yeni saklar…
Tıpkı Side’de olduğu gibi.
Antalya’da Anadolu tarihinin en eski yerleşim yeri olan bir yarımada olan Side, antik çağlarda Pamfilya bölgesinin en önemli liman kentiydi. Milattan önce 7. yüzyıldan bu yana Lidyalılara ve Perslere ev sahipliği yapan, sonrasında İskender’e teslim olan topraklar şimdi Manavgat’a 75 km uzaklıktaki yarımada üzerinde dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilerini ağırlıyor.
Side isminin Anadolu dilinde nar anlamına geldiği ortaya çıkarılmıştır. Side kentine adını veren nar ağacının, bir efsanesi olduğu rivayet edilir. Side’nin simgesi çağlar boyunca nar olmuştur.
Pamfilya bölgesinin halkı çok çeşitli kültür ve inançların örneklerini farklı tapınaklar ile yansıtmışlardı. En görkemli iki tapınak, limanda yan yana, yarımadanın ucunda yer alır ve Athena ile Apollo’ya ithaf edildiği düşünülür.
Side’nin baş tanrısı Apollo’nun Tapınağı zamanla Side antik kenti’nin simgesi haline gelmiştir. Antik kentten bugüne kalanların büyük kısmı Roma dönemine ait. Side, tarihi boyunca savaş ve ticaret filolarıyla bir liman şehri olmanın meyvelerini toplamış ve imar edilerek bilim ve kültür merkezi haline getirilmiştir. Side halkının milattan önce 3. yüzyıla kadar Hint-Avrupa dil ailesine ait olduğu düşünülen kaybolmuş bir dili konuştukları sanılmaktadır.
Nymphaeum Çeşmesi, Anadolu topraklarındaki ve Pamfilya bölgesinde bulunan en büyük antik çeşmedir. Halk arasında “9 çeşme” olarak anılır.
İskender’den sonra çeşitli işgallerle karşı karşıya kalmış ve deniz savaşlarının odak noktasında olmuştur. Korsanlar şehri ele geçirip kendileri için bir deniz üssü haline getirmişlerdir. Ünlü Roma generali Pompei, korsanların hakimiyetine son verene kadar köle ticareti ile merkez haline gelen kent, zengin ve parlak bir dönem yaşamıştır. Side halkı, komutana ithafen anıtlar ve heykeller yapmıştır.
Deniz ticareti, büyük ölçüde varlıklı tüccarların gelir kaynağı olmuştur. Bu tüccarlar, şehrin gelişimi için sosyal ve dini teşkilatlar kurulması, yarışmalar ve oyunlar düzenlenmesi için bağışlarda bulunmuşlardır. Pers egemenliğinde dahi kendi parasını basan kentin gelişimi, 7. ve 9. yıllarda Arap akınlarıyla yavaşlamış, o dönem yaşadığı afetler ve depremlerle kent terk edilmeye başlanmıştır. Tarihin en tozlu sayfalarında Side yanlışlıkla Antalya olarak anılmıştır.
Milattan sonra yedinci yüzyıldan itibaren başlayan arap akınları, rodos, Venedik, ceneviz korsanlarının saldırıları, talanları ve Kıbrıs krallarının saldırıları ile haçlı seferleri yağmalamalarıyla Side halkı zayıflamıştır. Site antik kenti 12. Yüzyıldan itibaren tamamen terk edilmiş ve yerli halkı Antalya’ya göç etmiştir.
Her önemli liman kenti gibi Side de denizden ve karadan gelen tehlikelere karşı dört taraftan yüksek duvarlarla çevrilmiştir. Zamanla surlar değişikliğe uğramış ve yıkılmış olsa da kara surları önemli ölçüde ayaktadır. Helenistik tarzdaki Doğu kapısı hala antik şehre giriş için kullanılır. Side antik kentinde şehrin tam ortasındaki ticari ve kültürel etkinlik merkezi olan Agora, hemen yanında devlet agora’sı ve mimari özelliklerine bakılarak imparatorluk sarayı ya da kütüphane olduğu düşünülen yapılar bulunmaktadır. Süslü ve geniş 3 odaya sahip iki katlı yapıysa görkemli heykellerle bezenmiştir. 1961 yılından bu yana Side Müzesi olarak kullanılan agora’nın hamamı, milattan sonra 5. yüzyıla tarihlenmektedir.
Side antik kentinde günümüze ulaşabilen, görülebilen kalıntılar, şehir surları, şehir kapısı, 9 çeşme, Su yolu, ticaret agorası, antik tiyatro, agora hamamı, vespasian çeşmesi ve anıtsal kapı, zafer takı, bazilika.
Dionisos tapınağı, apollon tapınağı, athena tapınağı, güney bazilikası, büyük hamam, devlet agorası, vaftizhane, piskoposluk sarayı ve bazilikası, phillippus atticus suru en bilindik örneklerdir.
Agora’ya komşu Side Antik Tiyatrosu, yapı tipi itibariyle Anadolu’da bulunan tek örnektir. Yapı, bir yamaca yaslanmadan ayakta duran mimarisiyle eşsizdir. Diğer antik tiyatroların aksine düz zemine eklemelerle yükseltilmiştir. Milattan sonra ikinci yüzyılda Helenistik temeller üzerine inşa edilmiştir. Alt sıralar sak kemerli bir yapı üzerine kuruludur. 16-17 bin kişilik tiyatro, Pamfilya bölgesinin en büyük tiyatrosudur. Tiyatro oyunlarının ve orkestranın yanı sıra vahşi hayvan dövüşleri ve gladyatör dövüşleri için de kullanılmıştır.
Tiyatronun sahne binası 3 katlıdır. Süslemelerinde antoninler dönemi barok özellikleri görülmektedir. Side antik tiyatrosu kolezyum’la mimari açıdan benzerlik taşımaktadır.
Hamamı, çeşit çeşit dükkanları, agoraları, tapınakları ve eşsiz tiyatrosuyla Side antik kenti, tarihin ardında bıraktığı en büyük izlerden biri olup halen keşfedilmeyi bekleyen en güzel zamanıdır.
Side antik kenti giriş ücretleri
- Side Müzesi: 50 TL
- Side Antik Tiyatrosu: 90 TL
- Apollon ve Athena Tapınakları: Ücretsiz
Side Müzesi, Side antik kentinin en önemli yapılarından biri olan Agora Hamamı’nda kurulmuştur. Müzede, Side antik kentinden çıkarılan heykel, lahit, sikke, seramik ve mozaik gibi eserler sergilenmektedir. Müze Kart ile ücretsiz ziyaret edilebilir.
Side Antik Tiyatrosu, Roma döneminde inşa edilmiş ve 15 bin kişi kapasiteli olan bir tiyatrodur. Tiyatro, günümüzde de konser ve festival gibi etkinliklere ev sahipliği yapmaktadır. Tiyatroda ayrıca Side Arkeoloji Festivali kapsamında her yıl tiyatro oyunları sahnelenmektedir.
Apollon ve Athena Tapınakları, Side antik kentinin simgelerinden olan iki tapınaktır. Tapınaklar, deniz kenarında bulunan bir platform üzerinde yükselmektedir. Tapınaklardan günümüze sadece sütunlar kalmıştır ancak gün batımında muhteşem bir manzara sunmaktadır. Tapınakları ziyaret etmek için herhangi bir ücret ödenmemektedir.
Side antik kentini ziyaret etmek isteyenler için ziyaret saatleri şöyledir:
- Yaz Dönemi (1 Nisan – 1 Ekim): 08:00 – 19:00
- Kış Dönemi (1 Ekim – 1 Nisan): 08:00 – 17:00
Side antik kentine nasıl gidilir?
Side antik kentine Antalya üzerinden ulaşmak mümkündür. Antalya Otogarından Manavgat veya Side minibüslerine binerek yaklaşık 1 saatte Side’ye ulaşabilirsiniz. Antalya Havalimanından ise Side’ye giden servis veya taksi kullanabilirsiniz.
Leave a Comment